Trafik kazalarında ölüm meydana geldiğinde, sadece ceza hukuku açısından değil, aynı zamanda maddi ve manevi tazminat yönünden de ciddi süreçler başlar. Bu süreçlerin bilinmesi, hak kayıplarının önlenmesi için büyük önem taşır.
Ölen kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler (eş, çocuk, anne, baba gibi) "destekten yoksun kalma tazminatı" talep edebilir. Bu tazminat, vefat edenin hayatta olsaydı sağlayacağı maddi katkıya dayanır. Belirlenirken:
Mahkemeler, uzman bilirkişiler aracılığıyla bu tazminat miktarını hesaplar.
Ölenin yakınları ayrıca manevi tazminat da talep edebilir. Manevi tazminatın amacı, kayıptan doğan manevi zararı bir nebze olsun hafifletmektir. Hakim, olayın ağırlığına, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre manevi tazminat miktarını takdir eder. Manevi tazminatlar kişisel haklara dayalı olduğu için her bir yakın ayrı ayrı talepte bulunabilir.
Ölümlü trafik kazalarında kazaya sebep olan sürücü hakkında "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan ceza davası açılır. Bu suçun cezası, TCK m.85'e göre 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası arasında değişebilir. Mahkeme:
Vefat olaylarında, trafik sigortası poliçesi çerçevesinde zarar görenlerin maddi zararları karşılanır. Zarar görenler:
Sigorta teminat limitleri dahilinde ödeme yapılır, ancak limiti aşan kısımlar için dava açılabilir.
Bu sürelerin kaçırılması, tüm hakların kaybedilmesine neden olur.
Tazminat hakkı, zarar gören kişinin destek ilişkisini kanıtlamasına bağlıdır.
Bu hesaplamalar uzman bilirkişiler tarafından detaylı şekilde yapılır ve mahkemeye sunulur.